
asla çalışmayın
paris sokaklarında bir duvara yazılmış plutôt la vie (asla çalışmayın) bir yandan düzenin hiç kimse çalışmazsa yıkılacağını, diğer yandan da düzeni sürdürenlerin çalışanlar, yani işçi sınıfı olduğunu gösteriyordu. bu büyük bir davetti, tarihin akışını değiştirmek için bir davet...
muhtemelen akla tembellik hakkı ve lafargue geliyor. o devrimci kitap, aynı asla çalışmayın sözü gibi, işçi sınıfını bu düzen için çalışmamaya davet ediyordu.
kapitalist uygarlığın egemen olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarıp sarmalamıştır. Bu çılgınlık, iki yüzyıldan beri, acılı insanlığı inim inim inleten bireysel ve toplumsal yoksunluklara yol açmaktadır. (s. 19)
burjuva filozoflar, ekonomiciler, söyledikleri güç anlaşılan auguste comte'dan gülünç ölçüde açık seçik leroy-beaulieu'ye, şartlatanca romantik victor hugo'dan, böncesine kabasaba paul de kock'a kadar burjuva yazarlarının hepsi, çalışmanın büyük evladı ilerleme tanrısı'nın onuruna mide bulandırıcı şarkılar söylediler. onlara bakılırsa mutluluk egemen olacaktı dünyaya; daha şimdiden ha geldi ha geliyor gibiydi. bu baylar, geçmiş yüzyıllara uzanıp, günümüzün tadını tuzunu kaçıracak şeyler getirmek için, derebeylikteki yoksulluğun kirini pasını eşelediler. (s. 26)
kapitalistleri, tahta ve demirden makinelerini geliştirmeye zorlamak için, ücretleri arttırmak, et ve kemikten oluşan makinelerin (yani işçilerin) çalışma saatlerini azaltmak gerekir. bunu destekleyen kanıtlar var mı? yüzlerce bulunabilir. (s. 50)
paul lafargue / tembellik hakkı